
26 Aralık 2011 Pazartesi
8 Aralık 2011 Perşembe
Biscolata Mood - İspanyol (Aşk)
kumlarda yuvarlanmak, adonisler, abdominaller
eğer tanrı bunu cennete koyarsa ben şahsen tapmaya hazırım.
Acilen deneyeceğim. beğenmezsem götürürüm Carlos'u....Sevgili Carlos me gustas tu bebeğimmm ;)))
Acilen deneyeceğim. beğenmezsem götürürüm Carlos'u....Sevgili Carlos me gustas tu bebeğimmm ;)))
7 Aralık 2011 Çarşamba
23 Kasım 2011 Çarşamba
9 Kasım 2011 Çarşamba
"I shot for the sky
I'm stuck on the ground
So why do I try, I'm gonne fall down
I thought I could fly, so why did I drown?
Never know why it's coming down,down,down."
5 Ekim 2011 Çarşamba
Bülent Ortaçgil & Birsen Tezer - Kimseye Anlatmadım (Live)
dinledikten sonra susma isteği uyandıran, insanın içindeki ağlama kovalarını dolduran şarkı..
26 Eylül 2011 Pazartesi
''To love is to suffer. To avoid suffering one must not love. But then one suffers from not loving.
Therefore, to love is to suffer; not to love is to suffer; to suffer is to suffer. To be happy is to love.
To be happy, then, is to suffer, but suffering makes one unhappy. Therefore, to be unhappy, one
must love or love to suffer or suffer from too much happiness. I hope you're getting this down..''
__Woody Allen__
25 Eylül 2011 Pazar
"Hani insan bazen ne ileri , ne geri tek bir adım atamaz ya..
Birini yanında tutmayı bilmez ama onun yokluğunu da istemez.
Kaybetmeyi göze alamaz ama kazanmak için mücadele etmez.
Bağlanmaya cesaret edemez ama ondan tamamen kopmayı da beceremez.
Ne sevilmekten vazgeçer, ne sevmeyi bilir.
Hani çok sonra zaman geçer savrulurlar ya,
O zaman dökülür dudaklardan, itiraf edercesine;
Ne gözümü alabildim, ne göze alabildim..."
-Can Dündar-
24 Eylül 2011 Cumartesi
http://fizy.com/#s/1dlad7" It's easy to see, it's easy to see ,to see only white where colour should be "
20 Eylül 2011 Salı
18 Eylül 2011 Pazar
17 Eylül 2011 Cumartesi
12 Eylül 2011 Pazartesi
"biliyor musun...insan acı çektiğinde, güneşin batışını başka türlü sever..." bu da onun şarkısı http://fizy.com/#s/1rikd3
10 Eylül 2011 Cumartesi

Kendimizi vakumlu kutularda yaşamaya ne kadar tutsak etsek de, gizem çevremizde ışıl ışıl parlamakta ve yürümemiz gereken yolu bize işaret etmekte. Vasatlık grilik diye birşey yoktur; var olan yalnızca korkumuzdur. Büyümek, heyecanlara açılmak korkusu. Bizi çevreleyenin kafes değil, özgürlük, hava olduğunu keşfetme korkusu. Ve gözlerimizi biraz yukarı çevirdiğimizde göklerin sonsuzluğuyla karşılaşma korkusu.
Kaçış değil arayış...
Huzursuzluk benim yaşantımın yoldaşı olmuştur; kimi zaman sıradan , kimi zamansa her şeye burnunu sokan bir yoldaş...Eskiden her şey canımı sıkardı: Bir yerdeyken hemen başka bir yerde olmayı düşlerdim ; bir şey yapıyorsam aklım yapmak istediğim bir başka şeye kayardı. Kendimi hiçbir zaman olduğum yere ait hissedemezdim. Bir ara bunun bir tür hastalık olabileceğine inandırdım kendimi. Ancak büyüdükçe huzursuzluğun bir sağlık sorunu olduğunu ve diğer bütün sağlık sorunları gibi enerji üretebileceğini ya da tüketebileceğini anladım. Bizden içeriye yönelttiğimizde olumsuz olabilen bu enerji, bizi dışarı yönlendirdiğinde, yanıtların peşine düşebilmek uğruna dış dünyaya açılmamızı sağladığı için olumlu bir özelliğe dönüştüğünü fark ettim.
Huzursuz olduğum zamanlarda içimde kördüğüm olmuş ipler var sanırdım. Tıpkı elektrik telleri misali, uçları yılanlar gibi kıvrılabilen, birbirlerine dolanabilen ve bir süre sonra kısa devre yapan...Hissettiğim huzursuzluğun dozajı arttıkça yollara düşsem mi dedim hep kendime. Her yola çıktığımdaysa hareket ederek bu düğümlerin çözülmeye başlayacağını, bana düzgün sarılmış bir yumak bırakacağını umardım. İçimdeki hareket etme arzusu bir kaçış değildi, temeli oluşturan taşlardı. Çünkü insanın kendini aramadığı, derinlerde aşkın yüzünü merak etmediği ve başkalarınca takılmış maskeyi reddetmediği yaşam gerçek sayılamazdı.
29 Ağustos 2011 Pazartesi
Panoramik bir bakış işte o geceden...

Hep düşünmüştüm, Pierre loti'yi bu kadar özel kılan nedir diye. İstanbul 'la ve
kendinizle baş başa kalabilme özgürlüğü... Haliç'e karşı saatlerce oturabilir ve İstanbul'u seyre dalabilirsiniz . Çayınız gelir, her yudumda düşünceler ılıklaşır ve eve dönerken kafanızdakiler sıralanmış , sorunlar hafiflemiş ve bakışlarınız canlanmıştır.
Ama o günü benim için özel yapan biri daha vardı.Ben o manzaranın yanında ilk kez seni de ayrıntılı bir şekilde seyre dalmıştım.
Yüzünün çizgilerini insanın belleğine hapsetmesine olanak yoktu, bitmemiş bir resim gibi çizgileri sürekli değişiyordu, yüzün birden büyüyüp bir adamın yüzü oluyor, sonra bir çocuğun yüzüne dönüşüyor, birden yaşlanıyor ya da bebekleşiyordu ve bunlar aynı insanın yaşlılığı ya da bebekliği değildi,her değişimde başka başka birilerinin gençliği, erkekliği, çocukluğu doğuyordu yüzünde; bir saat yakın dikkatle yüzüne baktıktan sonra bir an gözümü kapadım, aklımda tek bir yüz kalmamıştı, yalnızca bir hareket kalmıştı. Bir tek gözlerini hatırlayabilmiştim, çünkü gözlerin yüzünün en belirgin bölümüydü, çok iri değildi, ama garip bir parıltısı vardı, bir zaman sonra gözlerinin renginin de elayla yeşil arasında çeşitli tonlarda dolaşarak değiştiğini keşfedecektim.Sonra o karanlıkta mezarlıktan inişimiz... hayatımda hiç yapmayacağım şeyi de yaptırdın ya bana olsun varsın yinede çok güzeldi.
26 Ağustos 2011 Cuma
Maddelerden ve bu maddelerin birbirleri ile ilişkilerinin sonuçlarından ibaret olan hayatta ; asıl olan insanların düz ve fabrikasyon ürünlerini andırırcasına tek tip olmaları değil; çelişkilere sahip olmaları ve bu çelişkileri çözmeye çalışmalarına dayanır.Çözülmeye çalışılan her çelişki sonucunda insan " bütünsel" bir varlık olmaya biraz daha yaklaşır, böylece aslında kocaman bir komün olan insan toplulukları beraber yaşadıkları hayatı ve dünyayı daha yaşanabilir ve daha rasyonel özelliklere sahip bir yer haline getirirler.
"Artık hiç canım yanmaz
Çünkü kaptan denize açılmaz
Korktuğu rüzgârlardan mıdır
Benden midir
Başka bir şeyden midir"............... bkz. http://fizy.com/#s/2b7hfp
24 Ağustos 2011 Çarşamba
23 Ağustos 2011 Salı
22 Ağustos 2011 Pazartesi
Sanıldığının aksine hiç sıkıcı değilmiş
Astronomiyle ilgilenmeye başlayalı epey zaman oldu ama işi uygulamaya dökememiştim bir türlü . Sürekli gökyüzüne bakıp sadece ne güzel yıldızlar demek yerine bunlar nedir, ne kadar uzaktadır ve neler oluyor oralarda gibi soruları sormaya başlar oldum kendime..Bu gece bir gözlem şansım oldu işte o an anladım ; Keşke her şey yıldızları, galaksileri, tüm gök cisimlerini gözlemek kadar ihtişamlı olsa ... Satürn'ün halkaları ,Jüpiter'in parlak uyduları ve yıldız kümeleri BEKLEyin beni sizi keşfetmek için sabırsızlanıyorum ama öncesinde sağlam bir teleskop edinmeli.
21 Ağustos 2011 Pazar
mühim değil
kendimi her şeyden soyutlanmışken dinledim.Bu kadar hüzünlü şarkı bir insanı mutlu edebilir mi ..
18 Ağustos 2011 Perşembe
Çoğumuz farkında olmasa da fizik ve kimya yasaları altında değişip duran varlıklar olarak sürdürüyoruz hayatlarımızı.Ölümden önce her insanın bir maddesel varlığı mevcuttur.Ölüm dediğimiz olay bu maddesel varlığın kaybolmasıdır.Bu kayıp maddenin ötesinde bir şey tanımayanlar için ölüm ebedidir.Böyle düşünenlere göre ölümle insanın bütün özellikleri bir daha geri dönmemek üzere yok olmuştur.Oysa ki ölüm ,katı bir ortamdan süptil bir ortama göç eden varlık için, değişik bir kimlikle yaşamın devamıdır.
3 Ağustos 2011 Çarşamba
2 Ağustos 2011 Salı
Senle yarınım yokki
Bazen bir insanla sadece bir süre beraber olmak zorundasınızdır. O ilişkinin geleceği yoktur. içindeyken anlamazsın yarınsız bir ilişki olduğunu...
Sanırsın hep olacak o, sonra bir sabah uyanırsın ve yanındaki adamın gelecek için çizdiğin resimde yerinin olmadığını farkedersin. İşte o zaman ne sadakatin anlamı vardır ne de özlemenin...
Sanırsın hep olacak o, sonra bir sabah uyanırsın ve yanındaki adamın gelecek için çizdiğin resimde yerinin olmadığını farkedersin. İşte o zaman ne sadakatin anlamı vardır ne de özlemenin...
5 Temmuz 2011 Salı
25 Haziran 2011 Cumartesi
24 Haziran 2011 Cuma
23 Haziran 2011 Perşembe
18 Haziran 2011 Cumartesi
10 Haziran 2011 Cuma
Sevgili Sarper yüksek müsaadenizle şiirinizi paylaşıyorum ben çok sempatik ,ılımlı ve de sofistike buldum.
Bu soğuk kış gününde
Kimileri dışarda dolaşır, kimi sıcacık evinde
Ama bir dede vardır, olmamış hiçbir zaman evinde
İlginçtir, eksik etmez bir tatlı şarabı cebinde
Bir tatlı sıcaklık, bir hoş ağız tadı versin diye
Nerden bulur bilinmez; belki dilenir bu yaşlı dede
Ama bir tabak sıcak yemek, bir somun ekmek hep hayallerinde...
İlginç dediğim şey aslında zekicedir
Çünkü bu dede ekmeğin kendisini ısıtmayacağını bilir
Şaraptır onu ısıtan soğuk gecelerde
Bir tatlı hayal ile mayıştırıp, geceyi geçirten de;
Bilir ekmeksiz de yaşayabileceğini ama şarapsız asla
Hele de bu kocakarı soğuklarında
Dayanmak için şarap lazımdı, o da koca adamdı sonuçta
Evi olan en yakın ATM'nin içinde
Bulabildiği en sıcak olan yerde,
Mantarını açarken bir ucuz şarabın, titrek eliyle
İzlerken hızla yağan kar tanelerini buğulu gözleriyle
Hayranlıkla takip ederken hayatın eleyici seyrini
Yudumlamak tatlı şarabı, açtı beynini ve gözlerini
Halbuki vermişti tatlı şarap yine ona bir tatlı uyku
Uyandığında kendini dışarda buldu
Muhtemelen görevliler kendisini kapının önüne koydu
Sığındığı ATMden uzaklarda bir yerde, bir parkta
Ayağa kalkmak istedi, olmadı; anladı ki ayakları dondu
Oturduğu yerden yine elini cebine attı
Tatlı şarabından esaslı bir yudum aldı, mırıldandı:
"Ne kadar güzel yağıyor, kar taneleri
Kimilerine mutluluk veriyor, kimilerine de eceli
Bu müthiş soğukta şu kardan adam duruyor ayakta
Ne kadar mutlu, hayatın dertlerinden ne kadar uzakta
Ne de olsa güneşli günler gelene kadar kalacak hayatta
Sonra eriyecek, buharlaşacak havada, yükselecek yukarılara
Aynı bana olacak şey gibi, çünkü görüyorum oraklıyı karşımda
Kafam güzel de olsa anlarım, bu soğuk değil, hipotermiya..."
"Hoşçakal güzel dünya, bana karşı güzel olamadıysanda..."
Sarper Horata
7 Haziran 2011 Salı
Alcoholysis
rüyamda ben bir acid halide'dım yanımda oturan adamsa koluna -OH bağlı bir alcohol'dü.Birlikte tepkimeye girip ester oluşturuyorduk.Fazla organik çalışmak böyle absürdlüklere sebebiyet verebiliyormuş.
4 Haziran 2011 Cumartesi
29 Mayıs 2011 Pazar
28 Mayıs 2011 Cumartesi
24 Mayıs 2011 Salı
22 Mayıs 2011 Pazar
6 Mayıs 2011 Cuma
24 Nisan 2011 Pazar
23 Nisan 2011 Cumartesi
"Ve geceleri gökyüzüne bakarsın. Her şeyin çok küçük olduğu gezegenimin yerini gösteremem sana. Belki böylesi daha iyi. Yıldızım senin için herhangi bir yıldız olsun. Böylece gökyüzündeki bütün yıldızlara bakmayı seveceksin... Hepsi senin dostların olacak. Hem sana bir armağan vereceğim..."
"Ne söylemek istiyorsun?"
"Yıldızlar bütün insanların," diye yanıtladı. "Ama her insan için aynı değiller. Yolcular için, yıldızlar yol gösterici. Ötekiler için yalnızca gökyüzündeki pırıltılar. Bilim adamları için hepsi birer problem. İşadamı için zenginlik. Ama bütün yıldızlar sessiz. Sen... Yalnızca sen yıldızlara herkesten farklı sahip olacaksın..."
"Ne söylemek istiyorsun?"
"Yıldızlardan birinde ben yaşıyor olacağım. Ben gülüyor olacağım bir tanesinde. Ve geceleyin gökyüzüne baktığında bütün yıldızlar gülüyor gibi olacak... Yalnızca senin gülen yıldızların olacak!"
"Ne söylemek istiyorsun?"
"Yıldızlar bütün insanların," diye yanıtladı. "Ama her insan için aynı değiller. Yolcular için, yıldızlar yol gösterici. Ötekiler için yalnızca gökyüzündeki pırıltılar. Bilim adamları için hepsi birer problem. İşadamı için zenginlik. Ama bütün yıldızlar sessiz. Sen... Yalnızca sen yıldızlara herkesten farklı sahip olacaksın..."
"Ne söylemek istiyorsun?"
"Yıldızlardan birinde ben yaşıyor olacağım. Ben gülüyor olacağım bir tanesinde. Ve geceleyin gökyüzüne baktığında bütün yıldızlar gülüyor gibi olacak... Yalnızca senin gülen yıldızların olacak!"
__________Le petit prince
20 Nisan 2011 Çarşamba
Pink Martini - Let's Never Stop Falling In Love
Bu atmosferi doyasıya soluduğum günler gelsin istiyorum!!bir daha kaçırır mıyım ben sizi ?? Pink martini yine gel:(
13 Nisan 2011 Çarşamba
1 Nisan 2011 Cuma
“İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.”
Etiketler:
— Sabahattin Ali/ Kürk Mantolu Madonna
29 Mart 2011 Salı
26 Mart 2011 Cumartesi
19 Şubat 2011 Cumartesi
13 Şubat 2011 Pazar
9 Şubat 2011 Çarşamba
Bir insanı sevdiğini, onun kokusundan anlayabilisin bence.
Bazıları tarçınlı vanilya kokar, bazıları limonlu çilek, bazıları sen kokar.
4 Şubat 2011 Cuma
1 Şubat 2011 Salı
Günün olayı;
Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu Başkanı Kemal Tamer: "Sevişmek kültürümüzde yok" demiş. Zaten biz Türkler yıllar yılı mitoz bölünmeyle, sporla falan üreyegelmişizdir. Sevişmek de neymiş. Tövbe deyin kafirler.
31 Ocak 2011 Pazartesi
30 Ocak 2011 Pazar
29 Ocak 2011 Cumartesi
“Her şehrin başka hiçbir yerde duyamayacağınız, ama o şehirde yaşayanların çok iyi tanıdığı ve bir sır gibi birbirleriyle paylaştığı kendi iç sesleri vardır. Paris’te metronun düdüğü, Roma’da motosikletlerin çığlığı ya da New York’ta bütün kentin tuhaf uğultusu gibi, İstanbul’da da demir tekerlekli, ahşaptan küçük iskelelerin, yanaşan vapura sürülürken çıkardıkları madeni ses altmış yıldır aynıdır ve bütün İstanbul bu benzersiz gürültüyü tanır.”
— Orhan Pamuk
Bazen zihnimde kurduğum bütün cümlelerin daha önce kurulmuş olduklarını düşünüp seslendirmekten vazgeçiyorum. Bazen de düpedüz üşeniyorum ama eskiden ben de gevezeydim.Herkes dışından konuşurken bense geçici bir süreliğine içimden konuşmaya karar verdim. Kendi değişimimi gözlemlemekten memnun mu olmalıyım şimdi bilemedim :S
25 Ocak 2011 Salı
12 Ocak 2011 Çarşamba
10 Ocak 2011 Pazartesi
8 Ocak 2011 Cumartesi
7 Ocak 2011 Cuma
2 Ocak 2011 Pazar
Yılların da mutlu,huzurlu..
şarap yanakların kadar pembe
pişmanlığın buklelerin kadar hafif olsun.
Hayyam
1 Ocak 2011 Cumartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)