8 Aralık 2011 Perşembe

Biscolata Mood - İspanyol (Aşk)

kumlarda yuvarlanmak, adonisler, abdominaller
eğer tanrı bunu cennete koyarsa ben şahsen tapmaya hazırım.
Acilen deneyeceğim. beğenmezsem götürürüm Carlos'u....Sevgili Carlos me gustas tu bebeğimmm ;)))

7 Aralık 2011 Çarşamba

Ansızın yüzüne çarpan ilk yağmur damlası olur ya bazen...Onu sana kimin yolladığını bilsen ,asla silmek istemezdin.

4 Aralık 2011 Pazar

' Gözlerin rengi, hep bildiği gibi konuşur ' dedi.

23 Kasım 2011 Çarşamba

9 Kasım 2011 Çarşamba

"I shot for the sky
I'm stuck on the ground
So why do I try, I'm gonne fall down
I thought I could fly, so why did I drown?
Never know why it's coming down,down,down."

Sokaklarda bağıra çağıra bu sözleri haykırmak istiyorum .... :( http://fizy.com/tr#s/1abn58

5 Ekim 2011 Çarşamba

Bülent Ortaçgil & Birsen Tezer - Kimseye Anlatmadım (Live)

dinledikten sonra susma isteği uyandıran, insanın içindeki ağlama kovalarını dolduran şarkı..

26 Eylül 2011 Pazartesi

‎''To love is to suffer. To avoid suffering one must not love. But then one suffers from not loving.

Therefore, to love is to suffer; not to love is to suffer; to suffer is to suffer. To be happy is to love.

To be happy, then, is to suffer, but suffering makes one unhappy. Therefore, to be unhappy, one

must love or love to suffer or suffer from too much happiness. I hope you're getting this down..''


__Woody Allen__
Günler sonra eski odama kavuşabilmenin mutluluğu üzerimde amma velakin insanoğlunu memnun etmek zor hala bir tatminsizlik söz konusu... :(

25 Eylül 2011 Pazar

"Hani insan bazen ne ileri , ne geri tek bir adım atamaz ya..
Birini yanında tutmayı bilmez ama onun yokluğunu da istemez.
Kaybetmeyi göze alamaz ama kazanmak için mücadele etmez.
Bağlanmaya cesaret edemez ama ondan tamamen kopmayı da beceremez.
Ne sevilmekten vazgeçer, ne sevmeyi bilir.
Hani çok sonra zaman geçer savrulurlar ya,
O zaman dökülür dudaklardan, itiraf edercesine;
Ne gözümü alabildim, ne göze alabildim..."
-Can Dündar-
http://fizy.com/#s/3mgsxr mırıldanmaktan bıkmadığım muhteşem Ajda şarkısı pek bi manidar şu sıralar

Birsen Tezer @ Bistro Hayal Kahvesi (17 Eylül 2011)

Bana ait ne varsa hepsi seni korkutuyor,
Sana ait ne varsa hiçbiri benim değil.
___________Atilla İlhan

24 Eylül 2011 Cumartesi

http://fizy.com/#s/1dlad7" It's easy to see, it's easy to see ,to see only white where colour should be "

17 Eylül 2011 Cumartesi

Isn’t someone missing me?

http://fizy.com/#s/14yv7x pişmanlıklar gelir geçer, sevdayla hesaplaşılmaz.

14 Eylül 2011 Çarşamba

12 Eylül 2011 Pazartesi

"biliyor musun...insan acı çektiğinde, güneşin batışını başka türlü sever..." bu da onun şarkısı http://fizy.com/#s/1rikd3

10 Eylül 2011 Cumartesi

Purelove






Kendimizi vakumlu kutularda yaşamaya ne kadar tutsak etsek de, gizem çevremizde ışıl ışıl parlamakta ve yürümemiz gereken yolu bize işaret etmekte. Vasatlık grilik diye birşey yoktur; var olan yalnızca korkumuzdur. Büyümek, heyecanlara açılmak korkusu. Bizi çevreleyenin kafes değil, özgürlük, hava olduğunu keşfetme korkusu. Ve gözlerimizi biraz yukarı çevirdiğimizde göklerin sonsuzluğuyla karşılaşma korkusu.

Kaçış değil arayış...


Huzursuzluk benim yaşantımın yoldaşı olmuştur; kimi zaman sıradan , kimi zamansa her şeye burnunu sokan bir yoldaş...Eskiden her şey canımı sıkardı: Bir yerdeyken hemen başka bir yerde olmayı düşlerdim ; bir şey yapıyorsam aklım yapmak istediğim bir başka şeye kayardı. Kendimi hiçbir zaman olduğum yere ait hissedemezdim. Bir ara bunun bir tür hastalık olabileceğine inandırdım kendimi. Ancak büyüdükçe huzursuzluğun bir sağlık sorunu olduğunu ve diğer bütün sağlık sorunları gibi enerji üretebileceğini ya da tüketebileceğini anladım. Bizden içeriye yönelttiğimizde olumsuz olabilen bu enerji, bizi dışarı yönlendirdiğinde, yanıtların peşine düşebilmek uğruna dış dünyaya açılmamızı sağladığı için olumlu bir özelliğe dönüştüğünü fark ettim.
Huzursuz olduğum zamanlarda içimde kördüğüm olmuş ipler var sanırdım. Tıpkı elektrik telleri misali, uçları yılanlar gibi kıvrılabilen, birbirlerine dolanabilen ve bir süre sonra kısa devre yapan...Hissettiğim huzursuzluğun dozajı arttıkça yollara düşsem mi dedim hep kendime. Her yola çıktığımdaysa hareket ederek bu düğümlerin çözülmeye başlayacağını, bana düzgün sarılmış bir yumak bırakacağını umardım. İçimdeki hareket etme arzusu bir kaçış değildi, temeli oluşturan taşlardı. Çünkü insanın kendini aramadığı, derinlerde aşkın yüzünü merak etmediği ve başkalarınca takılmış maskeyi reddetmediği yaşam gerçek sayılamazdı.

29 Ağustos 2011 Pazartesi

Panoramik bir bakış işte o geceden...



Hep düşünmüştüm, Pierre loti'yi bu kadar özel kılan nedir diye. İstanbul 'la ve
kendinizle baş başa kalabilme özgürlüğü... Haliç'e karşı saatlerce oturabilir ve İstanbul'u seyre dalabilirsiniz . Çayınız gelir, her yudumda düşünceler ılıklaşır ve eve dönerken kafanızdakiler sıralanmış , sorunlar hafiflemiş ve bakışlarınız canlanmıştır.
Ama o günü benim için özel yapan biri daha vardı.Ben o manzaranın yanında ilk kez seni de ayrıntılı bir şekilde seyre dalmıştım.

Yüzünün çizgilerini insanın belleğine hapsetmesine olanak yoktu, bitmemiş bir resim gibi çizgileri sürekli değişiyordu, yüzün birden büyüyüp bir adamın yüzü oluyor, sonra bir çocuğun yüzüne dönüşüyor, birden yaşlanıyor ya da bebekleşiyordu ve bunlar aynı insanın yaşlılığı ya da bebekliği değildi,her değişimde başka başka birilerinin gençliği, erkekliği, çocukluğu doğuyordu yüzünde; bir saat yakın dikkatle yüzüne baktıktan sonra bir an gözümü kapadım, aklımda tek bir yüz kalmamıştı, yalnızca bir hareket kalmıştı. Bir tek gözlerini hatırlayabilmiştim, çünkü gözlerin yüzünün en belirgin bölümüydü, çok iri değildi, ama garip bir parıltısı vardı, bir zaman sonra gözlerinin renginin de elayla yeşil arasında çeşitli tonlarda dolaşarak değiştiğini keşfedecektim.Sonra o karanlıkta mezarlıktan inişimiz... hayatımda hiç yapmayacağım şeyi de yaptırdın ya bana olsun varsın yinede çok güzeldi.

27 Ağustos 2011 Cumartesi

Duygusallığı severim bu yüzden hayatımda hep duygusallık arıyorum.

26 Ağustos 2011 Cuma

Maddelerden ve bu maddelerin birbirleri ile ilişkilerinin sonuçlarından ibaret olan hayatta ; asıl olan insanların düz ve fabrikasyon ürünlerini andırırcasına tek tip olmaları değil; çelişkilere sahip olmaları ve bu çelişkileri çözmeye çalışmalarına dayanır.Çözülmeye çalışılan her çelişki sonucunda insan " bütünsel" bir varlık olmaya biraz daha yaklaşır, böylece aslında kocaman bir komün olan insan toplulukları beraber yaşadıkları hayatı ve dünyayı daha yaşanabilir ve daha rasyonel özelliklere sahip bir yer haline getirirler.
"Artık hiç canım yanmaz
Çünkü kaptan denize açılmaz
Korktuğu rüzgârlardan mıdır
Benden midir
Başka bir şeyden midir"............... bkz. http://fizy.com/#s/2b7hfp

24 Ağustos 2011 Çarşamba

birsen tezer-çal kapımı

çal, çalsana kapımı
ister huzurlu, ister huzursuz....

23 Ağustos 2011 Salı

"o affedildi çünkü ondan vazgeçildi"

22 Ağustos 2011 Pazartesi

Sanıldığının aksine hiç sıkıcı değilmiş

Astronomiyle ilgilenmeye başlayalı epey zaman oldu ama işi uygulamaya dökememiştim bir türlü . Sürekli gökyüzüne bakıp sadece ne güzel yıldızlar demek yerine bunlar nedir, ne kadar uzaktadır ve neler oluyor oralarda gibi soruları sormaya başlar oldum kendime..Bu gece bir gözlem şansım oldu işte o an anladım ; Keşke her şey yıldızları, galaksileri, tüm gök cisimlerini gözlemek kadar ihtişamlı olsa ... Satürn'ün halkaları ,Jüpiter'in parlak uyduları ve yıldız kümeleri BEKLEyin beni sizi keşfetmek için sabırsızlanıyorum ama öncesinde sağlam bir teleskop edinmeli.

21 Ağustos 2011 Pazar

mühim değil

kendimi her şeyden soyutlanmışken dinledim.Bu kadar hüzünlü şarkı bir insanı mutlu edebilir mi ..

18 Ağustos 2011 Perşembe

Çoğumuz farkında olmasa da fizik ve kimya yasaları altında değişip duran varlıklar olarak sürdürüyoruz hayatlarımızı.Ölümden önce her insanın bir maddesel varlığı mevcuttur.Ölüm dediğimiz olay bu maddesel varlığın kaybolmasıdır.Bu kayıp maddenin ötesinde bir şey tanımayanlar için ölüm ebedidir.Böyle düşünenlere göre ölümle insanın bütün özellikleri bir daha geri dönmemek üzere yok olmuştur.Oysa ki ölüm ,katı bir ortamdan süptil bir ortama göç eden varlık için, değişik bir kimlikle yaşamın devamıdır.

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Psikolojik derinlikleri büyük usullerimiz..

2 Ağustos 2011 Salı

Senle yarınım yokki

Bazen bir insanla sadece bir süre beraber olmak zorundasınızdır. O ilişkinin geleceği yoktur. içindeyken anlamazsın yarınsız bir ilişki olduğunu...
Sanırsın hep olacak o, sonra bir sabah uyanırsın ve yanındaki adamın gelecek için çizdiğin resimde yerinin olmadığını farkedersin. İşte o zaman ne sadakatin anlamı vardır ne de özlemenin...


8 Temmuz 2011 Cuma

Artık benim de bir gök atlasım var , yaşasınn!!! :)

5 Temmuz 2011 Salı

Ben
Somut bir hayatın
Soyut yüzüyüm yalnızca
Hâlâ ilk var edildiği
İklimlerde gezinir benliğim
Oysa ne temizim ilk anımdaki kadar
Ne de masumum
Ben bu aralar
Yaşamın paslı raylarında
Ağır ağır yol alan
Bir garip yolcuyum...

25 Haziran 2011 Cumartesi

24 Haziran 2011 Cuma

gururum ,kibirim, bildiğime olan inancım birlik olmuş bana hata üstüne hata yaptırıyorlar:(

23 Haziran 2011 Perşembe

Countless sleepless nights

18 Haziran 2011 Cumartesi

"It is only with the heart that one can see rightly.
What is essential is invisible to the eye."

10 Haziran 2011 Cuma

Sevgili Sarper yüksek müsaadenizle şiirinizi paylaşıyorum ben çok sempatik ,ılımlı ve de sofistike buldum.


Bu soğuk kış gününde
Kimileri dışarda dolaşır, kimi sıcacık evinde
Ama bir dede vardır, olmamış hiçbir zaman evinde
İlginçtir, eksik etmez bir tatlı şarabı cebinde
Bir tatlı sıcaklık, bir hoş ağız tadı versin diye
Nerden bulur bilinmez; belki dilenir bu yaşlı dede
Ama bir tabak sıcak yemek, bir somun ekmek hep hayallerinde...

İlginç dediğim şey aslında zekicedir
Çünkü bu dede ekmeğin kendisini ısıtmayacağını bilir
Şaraptır onu ısıtan soğuk gecelerde
Bir tatlı hayal ile mayıştırıp, geceyi geçirten de;
Bilir ekmeksiz de yaşayabileceğini ama şarapsız asla
Hele de bu kocakarı soğuklarında
Dayanmak için şarap lazımdı, o da koca adamdı sonuçta

Evi olan en yakın ATM'nin içinde
Bulabildiği en sıcak olan yerde,
Mantarını açarken bir ucuz şarabın, titrek eliyle
İzlerken hızla yağan kar tanelerini buğulu gözleriyle
Hayranlıkla takip ederken hayatın eleyici seyrini
Yudumlamak tatlı şarabı, açtı beynini ve gözlerini

Halbuki vermişti tatlı şarap yine ona bir tatlı uyku
Uyandığında kendini dışarda buldu
Muhtemelen görevliler kendisini kapının önüne koydu
Sığındığı ATMden uzaklarda bir yerde, bir parkta
Ayağa kalkmak istedi, olmadı; anladı ki ayakları dondu
Oturduğu yerden yine elini cebine attı
Tatlı şarabından esaslı bir yudum aldı, mırıldandı:

"Ne kadar güzel yağıyor, kar taneleri
Kimilerine mutluluk veriyor, kimilerine de eceli
Bu müthiş soğukta şu kardan adam duruyor ayakta
Ne kadar mutlu, hayatın dertlerinden ne kadar uzakta
Ne de olsa güneşli günler gelene kadar kalacak hayatta
Sonra eriyecek, buharlaşacak havada, yükselecek yukarılara
Aynı bana olacak şey gibi, çünkü görüyorum oraklıyı karşımda
Kafam güzel de olsa anlarım, bu soğuk değil, hipotermiya..."

"Hoşçakal güzel dünya, bana karşı güzel olamadıysanda..."

Sarper Horata


7 Haziran 2011 Salı

Alcoholysis

rüyamda ben bir acid halide'dım yanımda oturan adamsa koluna -OH bağlı bir alcohol'dü.Birlikte tepkimeye girip ester oluşturuyorduk.Fazla organik çalışmak böyle absürdlüklere sebebiyet verebiliyormuş.

4 Haziran 2011 Cumartesi

"Your task is not to seek love, but merely to seek and find all the barriers within yourself that you have built against it."

29 Mayıs 2011 Pazar

''okulumla sado-mazo bir ilişkim var, kitaplarımla büyük aşk yaşıyorum ama erkeklerden umudu kestim'' dedim bu gece.

24 Mayıs 2011 Salı

22 Mayıs 2011 Pazar

6 Mayıs 2011 Cuma

"kurbağdan olma prensın canı eninde sonunda sinek çekecektir" lafını sana itaf etmek geldı içimden
dedi sevgili Başak :))) çok beğendimmm
bir şeyi kırmak için önce ona dokunması gerektiğini farketmeyenler, bir de kırdığını farketmeyip dokunmaya devam edenler. ikisi de yoruyor.
her şeyi mahvetmekte bir sorun yoktur, her şey senin olduğu sürece.
isterdim ki önünüz arkanız sağınız solunuz bir olsun.

24 Nisan 2011 Pazar

"Belki de insanları bir türlü anlamayışımızın sebebi , günün birinde ve en beklenmedik biçimde bizi şaşırtmalarının nedeni, hep bir bütün olarak bize verdikleri görüntüyle yetinip farklı parçalardan oluştuklarını unutmamızdır."
dedim ya hayat işaretler verir diye… ama okuyabilirseniz.

23 Nisan 2011 Cumartesi

"Ve geceleri gökyüzüne bakarsın. Her şeyin çok küçük olduğu gezegenimin yerini gösteremem sana. Belki böylesi daha iyi. Yıldızım senin için herhangi bir yıldız olsun. Böylece gökyüzündeki bütün yıldızlara bakmayı seveceksin... Hepsi senin dostların olacak. Hem sana bir armağan vereceğim..."

"Ne söylemek istiyorsun?"
"Yıldızlar bütün insanların," diye yanıtladı. "Ama her insan için aynı değiller. Yolcular için, yıldızlar yol gösterici. Ötekiler için yalnızca gökyüzündeki pırıltılar. Bilim adamları için hepsi birer problem. İşadamı için zenginlik. Ama bütün yıldızlar sessiz. Sen... Yalnızca sen yıldızlara herkesten farklı sahip olacaksın..."
"Ne söylemek istiyorsun?"
"Yıldızlardan birinde ben yaşıyor olacağım. Ben gülüyor olacağım bir tanesinde. Ve geceleyin gökyüzüne baktığında bütün yıldızlar gülüyor gibi olacak... Yalnızca senin gülen yıldızların olacak!"

__________Le petit prince

20 Nisan 2011 Çarşamba

Pink Martini - Let's Never Stop Falling In Love

Bu atmosferi doyasıya soluduğum günler gelsin istiyorum!!bir daha kaçırır mıyım ben sizi ?? Pink martini yine gel:(

13 Nisan 2011 Çarşamba

1 Nisan 2011 Cuma

“İnsanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güç olduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı tercih ediyorlar.”

Aşk, çifteleşme arzusunda (sonsuz sayıda kadına kadar uzanabilecek bir tutku) duyurmaz kendini, uykuyu paylaşma arzusunda duyurur (bir tek kadınla sınırlı olan bir arzu).

ODTÜ KKK Unplugged Etkinliği

Oh, simple thing, where have you gone?
I'm getting old and I need something to rely on.
So tell me when you're gonna let me in...

29 Mart 2011 Salı


Denizin derinliklerine süzüle süzüle gitsek..Deniz kızlarının masallarda yaşadığı o diyarı bulsak :))

26 Mart 2011 Cumartesi

Uzaklara gidip, yalnız kalmak istedim..
Ama bilmezdim,
Giderken sevdiklerimden de vazgeçmek zorunda olduğumu..


spring, you're supposed to rejuvenate people not to make'em numb!!

İçimden içime doğru şimdilerde her şey...

21 Şubat 2011 Pazartesi

bazen uyumadan önce güzel bir şey olsun diye bekliyorum.

19 Şubat 2011 Cumartesi

"dünyanın dışında bir yerlerde öpüştük / zamansız,yalansız ve eflatun / sen benim yüzümden hasta oldun / ben senin yüzünden kalbimi kaybettim"
“Arz-ı hâl etmeye cânâ seni tenha bulamam / Seni tenha bulacak kendimi asla bulamam.”
‎'' sana tuz yalatsam sabaha kadar tuz yerine suyu düşünürsün. işte çelişki burada gibi görünse de nesnel hareketin kanıtıdır bu. bir durumla uyarılan her durum, bir başka durumu işaret edecektir. beni sevdiğini söyledikçe sen, ben bir diğerini sevdiğimi hatırlayacağım. buna ihanet diyemezsin. ''

13 Şubat 2011 Pazar

Oysa insanlar sen istediğin kadar hayatındalar, göz yumduğun kadar dürüstler ve onları affettiğin kadar iyiler...
Robin Sharma...

9 Şubat 2011 Çarşamba

Bir insanı sevdiğini, onun kokusundan anlayabilisin bence.

Bazıları tarçınlı vanilya kokar, bazıları limonlu çilek, bazıları sen kokar.

“Uyuduk mu eşit oluruz. Ne tutku, ne gurur, ne umut.”


______ Melih Cevdet Anday

4 Şubat 2011 Cuma

1 Şubat 2011 Salı

Günün olayı;

Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu Başkanı Kemal Tamer: "Sevişmek kültürümüzde yok" demiş. Zaten biz Türkler yıllar yılı mitoz bölünmeyle, sporla falan üreyegelmişizdir. Sevişmek de neymiş. Tövbe deyin kafirler.

31 Ocak 2011 Pazartesi

"Bugün sokakta yürürken hayata bir baktım, duvarların arası-asfaltın üstü olmuşuz.Tepeye bir gökyüzü asmışlar,kimse durup bakmıyor."
“Aşk ne ünvan tanır ne zenginlik. Bir kraliçeyle kralı oynayan bir soytarı arasında da alevlenebilir. Her aşk kendi içinde değerlenir. Çünkü reddedilen aşk Tanrı’dan aldığımız ruhu köreltir.”
“çimenler fillerle de güzel
kalbin korkularıyla cesur
firarlar yakalanmak için
ihanet aslında sadakatin tavrını sever
elinde bir paslı makas
kestikçe zaman, uzuyor acının saçları…”

30 Ocak 2011 Pazar

Eskiden okuduğum kitaplarda başka hayatlar bulurdum,okurdum,dalar giderdim.. Ne oldu da şimdi okuduklarım bana aynı lezzeti vermiyor? :\

29 Ocak 2011 Cumartesi

“Her şehrin başka hiçbir yerde duyamayacağınız, ama o şehirde yaşayanların çok iyi tanıdığı ve bir sır gibi birbirleriyle paylaştığı kendi iç sesleri vardır. Paris’te metronun düdüğü, Roma’da motosikletlerin çığlığı ya da New York’ta bütün kentin tuhaf uğultusu gibi, İstanbul’da da demir tekerlekli, ahşaptan küçük iskelelerin, yanaşan vapura sürülürken çıkardıkları madeni ses altmış yıldır aynıdır ve bütün İstanbul bu benzersiz gürültüyü tanır.”

— Orhan Pamuk

Sesinde ne var biliyor musun, ev dağınıklığı var. İkide bir elini başına götürüp, rüzgârda dağılan yalnızlığını düzeltiyorsun.
-Cemal Süreya

“.. Hayatta hiçbir zaman kafamızdaki kadar harikulade şeyler olamayacağını henüz idrak etmemiştim..”


— Kürk Mantolu Madonna
Bazen zihnimde kurduğum bütün cümlelerin daha önce kurulmuş olduklarını düşünüp seslendirmekten vazgeçiyorum. Bazen de düpedüz üşeniyorum ama eskiden ben de gevezeydim.Herkes dışından konuşurken bense geçici bir süreliğine içimden konuşmaya karar verdim. Kendi değişimimi gözlemlemekten memnun mu olmalıyım şimdi bilemedim :S

Çok soğuk günlerde her şey havada donar.Yürürken mesela tüm aşklar, ihanetler, nefretler ve sevgiler insanın yüzüne yüzüne çarpar.

Eskiden Yıldızlar ve Deniz, geceleri birbirini izlermiş.Sonra bir gün, Güneş Deniz'i baştan çıkarmış.İşte ilk Yıldız, o zaman kaymış.

İnsanın kendine söyleyemediğini, hayat söyler bazen insana. İşte tam o anda “ben biliyordum zaten” bilmişliği yapamazsın hayata.

Durumu kabullenmeyişin, karşı çıkışların, hayatı kötüleyişin hep bu yüzdendir aslında..

25 Ocak 2011 Salı


bool sütlüü, bool kremalıı , bütün gücüyle kabarmış aynı zamanda dumanı tepesinde , içinden buram buram çikolata akan bir SUFFLE hayatıma ne çok anlam katardı tam da şu anda!!!

12 Ocak 2011 Çarşamba

G.A:balık yemeye bakamadım :s
C.U: Ich esse der fisch deil mi hacıt ??
G.A:yok len rüya tabrini diyorum :)

10 Ocak 2011 Pazartesi

Bir insan bir yere bakıyorsa orada ilgilendiği bir şey vardır.
Bir insan bir yere hiç bakmıyorsa orada ilgilendiği bir şey kesinlikle vardır.
S. Freud

7 Ocak 2011 Cuma

"her şey yoluna girecek,sakin ol." diyen bir dış sese ihtiyaç duyuyorum şu sıralar..N' olur şu tatil bir an önce gelsin :(

2 Ocak 2011 Pazar

Yılların da mutlu,huzurlu..

şarap yanakların kadar pembe

pişmanlığın buklelerin kadar hafif olsun.

Hayyam

1 Ocak 2011 Cumartesi